Bugün sizlere Türkiye’de mühendis olmak hakkında fikirlerimi paylaştığım bir yazı hazırlamak istedim. Bu yazımda gerek meslektaşlarımı eleştirdiğim gerekse ülkemizin sistemini eleştirdiğim kısımlar olacaktır. Kimse kusura bakmasın ama yaklaşık 3 yıldır bu mesleği icra ettiğimi düşünürseniz belirli bir tecrübe ve bilgi birikimine sahip olduğumu düşünüyorum. Bu yüzden tamamen tarafsız bir şekilde ve öznel olarak fikirlerimi burada paylaşmak istedim.
Öncelikle hakkımda kısmını okuyanlar benim makine mühendisi olduğumu bilirler. Yaklaşık 3 yıldır bu mesleği yapıyorum ve çocukluk hayalim olarak istediğim işi yaptığımı söyleyebilirim. Ülkemizde artan üniversite sayısıyla beraber artık her meslekten ihtiyaçtan fazlası kadar olduğunu düşünüyorum. Çünkü her geçen gün üniversiteden mezun olan kişilerin kendi meslekleri değil de nerede iş bulabilirlerse orada çalıştıklarına şahit oluyorum. Özellikle puanı düşük olan bölümlerden mezun olan öğrencilerin daha garanti yol olan devlet işlerine doğru geçiş yaptıklarını her geçen gün daha fazla duymaya başladım. Bu yazımda bunlara neden olan sebeplerden bahsetmek istiyorum. Buraya nasıl geldik? ve neden geldik? Bu yazıyı hazırlarken bu konu hakkında yeterince araştırma yaptığımı düşünüyorum. Fakat yazı içeriğinde tamamen kendi düşüncelerim yer alacak.
“Türkiye’de mühendis olmak” dipsiz bir kuyuya taş atmakla aynı şeydir. Çünkü ne olacağınız tam anlamıyla belirli değildir. Maddi düzeyiniz o kadar çok çeşitlilik gösteriyor ki inanamazsınız. Benim çevremde asgari ücretle mühendislik yapanlardan tutunda aylık 20.000 TL den fazla geliri olan kişilere kadar geniş bir yelpazede kazanan mühendis arkadaşlar bulunmakta.
Yönetimin Davranışlarının Mühendisliğe Etkileri
Türkiye’de mühendisliği bu kadar çeşitlendiren ülkendeki yönetim anlayışıdır. Benim ilk okula başladığım zamanlarda yani 2000 li yılların başında az olan üniversite sayısı ve bunun verdiği kaliteli öğrenci ile kaliteli eğitim sayesinde o yıllarda üniversiteden mezun olan kişilerin hayat standartları bu zamankilerden oldukça yüksek. Nerede fazlalık olursa orada kalite düşer. Yönetimdeki kişilerin eğitimi bir ekonomik fırsat olarak görmesi ile birlikte her ile üniversite açarak oradaki esnafı, halkı ve öğretim görevlilerini birer tüccar haline getirmiştir. Üniversitenin olduğu illerde özellikle üniversiteye yakın olan mahallede ev kiraları yüksektir. Alışveriş pahalıdır. Çünkü fazla olan üniversite öğrencisi sayısı ekonomik çarkı bir hayli çevirmektedir. Ayrıca dikkatli bakarsanız öğretim üyelerinin yaşamlarına ne kadar lüks içerisinde olduklarını görürsünüz. Çoğunluğunun özel sektörde iş bulamayan ve devlete de atanamayan kişilerden oluştukları kaçınılmaz bir gerçektir. Buna rağmen üniversiteden aldıkları maaşlar dışarıda verilen maaşlardan bir hayli yüksektir. Ayrıca ek gelirleri sayesinde de neredeyse maaşından fazla kazanan öğretim üyesi sayısı da bir hayli yüksektir. Bu durumun başlıca nedeni gene ülkemizdeki işsizlik ve düşük ücrete çalışmama isteği gelmektedir. İnsanlar öğretim üyeliğini birer çıkış yolu olarak görmektedir. Yukarıda da belirttiğim gibi artan sayı her zaman kaliteyi düşürür. Öğretim üyeleri de ülkemizde bu girdaba kapılmıştır.
Öğrencilerin Davranışlarının Mühendisliğe Etkileri
Gelelim mühendisliğin öğrenci nedeniyle nasıl kalitesinin düştüğüne. Başta kendim olmak üzere azalan puanlar nedeni ile düşük sıralamalarla mühendislik bölümüne nispeten ortalama öğrenciler girebilmektedir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu üniversiteye geldiklerinde sadece derslerini geçmeye çalışırlar. Bunun yanında kendimizi geliştirmek için çoğu kişi hiç bir şey yapmıyor. Sadece gezerek ve eğlenerek üniversite yıllarını bitiriyoruz. Bir çoğumuz, bunun içinde bende varım üniversiteden mezun olduğumuzda İngilizce bile bilmiyoruz. Kendimizi alanımızla ilgili hiç bir şekilde geliştirmiyoruz. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir arayışa giriyoruz ve ne iş yapacağımız bile belli değil. Böyle olunca da kimimiz memuriyete kaçıyor kimimiz ilk bulduğu işle hayatını yönlendiriyor. Kimimiz ise kendi alanında değil de ne iş bulursa o işte çalışmaya başlıyor ve hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Böyle olunca ise işverenler artan sayı ile birlikte bir çok çalışan bulacağı için düşük ücretlere mühendis çalıştırmaya başladılar. Bu durum bence gün geçtikçe daha vahim bir hal alacaktır. Umarım bir çözüm bulunur ve herkes hak ettiği yaşam standartlarına kavuşur. Tabiki de kendini iyi geliştiren insanlar güzel yerlerde çalışmaktadır ve maddi durumları da gayet iyidir. Onları ayırarak bu yazıyı hazırladım.
Son Olarak
Bu yazımda sizlere “Türkiye’de mühendis olmak” adlı düşüncelerimi anlatmaya çalıştım. Bence hayatta her şey bizim elimizde. Ne kadar kendimizi geliştirirsek o kadar rahat ederiz. Çalışmaya devam ederek hem kendimizi hem de ülkemizi geliştirmeliyiz ki bu yaşadığımız sıkıntılar son bulsun. Beni okuduğunuz için teşekkür ederim.